Follow Your Passion: A Seamless Tumblr Journey
Yağmur yağdı içime ,
Bir barut misali patladı
Darmaduman oldu içim bir anda
Tuhaf bir koku sardı
Yağmurlu bir havada içilen
Sigara dumanı gibi
Aklım, başım çorap söküğü
Anlamsız ve karmaşık
Sorguladım hep seni
O gülüşündeki nefesi
Hayata tutunduğun fikirleri
Islandı saçların düşlerimde
Bir tutam kokun kaldı yüreğimde
İçim hep hüzün dolu
Niçin, neden, niye?
Bırakıp gittin beni
O günden beri
Elimde bir gitar, kalbimde bir sökük
Dolaşıp durdum sokaklarda
Bir bir arkasını döndü, baktı herkes
“Bu kaçık kim?” diye
Dedim onlara: “Bir sevda delisi,
Yüreği isli ve çamurlu birisi.”
Umarım kırmadım sizi.
Elimde bir viski şişesi
Ayırmadım, sen gittiğinden beri benimle
Niçin, neden, niye?
Bırakıp gittin beni
Yüreğim seninle cıvıl cıvıldı
Sen gittin ve çamur her yer
Niçin, neden, niye?
Bırakıp gittin beni
Niçin, neden, niye?
Bu şarkıyı ilk duyduğumda 6. sınıftaydım. Kendi düşüncelerimle dinlediğim ilk şarkılardan biriydi. Ama şarkıyı anlamazdım. Sadece o zamanlar en sevdiğim renk pembe olduğu için dinlerdim bunu. Ama birkaç ay sonra, hala tam olarak anlamasam da, ağlayarak nakaratını kendim söyledim. Evet, ağlayarak. O yaşta yaşadıklarımın ağırlığına dayanamayıp ağlayarak okudum. Çünkü ölmek istiyordum. Evet, ben küçük bir çocuktum. O zamandan sonra bu şarkıyı bir daha hiç dinlemedim. Ve bugün birden dinlemeye karar verdim ve dinledim. Artık tam anlayarak dinliyorum. Tam bir anlayışla ve hem o zamanki acımla hem de şimdiki acımla...
Bana 17 yıl borçlusunuz, sevgili ailem.
"İyiler bu savaşı kaybetmiş, peki ben nasıl büyük adam olucam?"
“Şiir gibisin kız Karsu”
“Haykırdım dağlara duymaz.”
Gözlerini kapat, biz büyüktük
Birbirimizden büyük sevdikçe küçüldük.
Ve geçti zaman...